Stresim bana ne söylüyor?

Anasayfa » Stres » Stresim bana ne söylüyor?

 
Herkese merhaba. Uyumlu Yaşam Akademisi olarak her ay bir konuyu ele alıyor ve yazılar yazıyoruz. Haziran ayının konusu Psikolojik Sağlık-Wellbeing idi. Temmuz ayının konusu ise Stres. İlk yazımız Stresi tanımak ve anlamak üzerine…
 
İnternette tanımı üzerine yüzlerce bilgi ve yazı bulabilirsiniz. Stres genellikle yeni, farklı, beklenmedik veya benliğimizi tehdit altında hissettiren bir durumla karşılaştığımızda hissettiğimiz baskı ve gerginliktir.
 
Biyolojik olarak değerlendirdiğimizde stres bir canlının hayatta kalmasını sağlar. Kendinden daha güçlü bir hayvanla karşılaştığında bir canlının kaçmak, savaşmak ya da donmak gibi tepkiler sergilemesi yaşadığı stres sayesindedir, ancak bu sayede o hayvan hayatta kalabilir. Üzerinize koşarak gelen saldırgan bir köpek karşısında sizin de stres olmanız çok doğaldır, vücudunuz stres hormonları salgılar ve genellikle kaçmaya başlarsınız. Stres dediğimiz şey özünde hayati tehdit duyduğumuzda salgıladığımız hormonlardan ibarettir.
 
Ama stresi bir problem, düşman haline getiren şey gündelik hayatımızda yaşadığımız olayları ve durumları ‘tehdit’ olarak algılayıp sıkça stres hormonları salgıladığımızda başlar. Bu hormonları salgılayan vücut gergindir, kendini baskı altında hisseder ya sürekli savaş halindedir ya da kaçmak veya donmak.
 
Örneğin bir öğrencinin tüm hayatını etkileyecek üniversite sınavı için stres olması çok doğaldır ve gereklidir. Bu sayede özellikle lise sonda önceliğine hazırlık sürecini alır ve çalışır. Stres, kısa vadede eğlenmek, gezmek gibi haz unsurlarından yer yer ödün vermemizi sağlayarak uzun vadede hedeflerimize ulaşmamızı sağlar. Ama bazı kişilerde uzun vadeli hedefler yeterince stres yaratmaz. Ne zamanki gerçekler kaçılamayacak kadar yakın olur, işte o zaman stres olmaya, yüzleşmeye ve çalışmaya başlarlar.
 
İki durumda da stres kişiyi hedefe ulaşması için güdüleyici bir faktördür. Ama ne zaman stres spesifik bir durumdan genelleyici bir hale ve duygu durumuna dönüşür işte o zaman psikolojik ve fiziksel problemler yaşamaya başlarız. Bir öğrenci girdiği her sınavda sanki üniversite sınavına girer gibi stres oluyorsa bedeni sürekli tetikte ve gergin olduğundan bir süre sonra bedeninde ağrılar ve yorgunluk, sürekli uyku ihtiyacı gibi belirtirler yaşayacaktır.
 
Peki nedir bir kişinin gündelik olayları sürekli tehdit olarak algılamasına yol açan şey? Benim neredeyse her konuşmamda, her seansımda sıklıkla değindiğim kişinin kurduğu sistemi yol açar. Bir kişi büyürken kendini, başkalarını ve hayatı gözlemler ve yine hayatta kalmak için bir sistem kurar. Bu sistem kişinin kendini güvende hissetmesini sağlar. Bu onun bildiği tanıdığı bir yoldur.
 
Kurduğu bu sistem onun düşünceleri, duyguları, davranışları ve bedensel tepkilerinden oluşur. Kişi genellikle bu kurduğu sistemin farkında değildir. Örneğin sosyal kaygı çalıştığımız bir kişi, yeni ve yabancı bir ortama girdiği zaman bedensel olarak gerildiğinden, karın ağrılarından bahseder. Ne hissettiğini değerlendirdiğimizde tedirgin ve kaygılı olduğunu ifade eder. Nasıl düşündüğüne baktığımızda ise ‘Acaba benim hakkımda ne düşünüyorlar, kendimi beğendirmek için nasıl davranmalıyım’ gibi dışarısı odaklı bir düşünce yapısına sahip olabilir. Ve davranışlarına baktığımızda pek çok danışanımda soğuk, mesafeli bir duruş sergilediğini, dışarıya kaygısını göstermediğini dinlerim.
 
Hepimizin kendi hayat deneyimleri doğrultusunda oluşturduğu, kendi içinde anlamlı bir sistemi var. Bu sistem kendi içinde tamamlayıcı ve anlamlı ama şu anki hayatımızla başa çıkmamızda işlevsel değil. Eğer siz de stresi sürekli yaşayan biriyseniz bilin ki oluşturduğunuz bu sistemden çıkmak zorundasınız. Bu sistemde kaldığınız müddetçe aynı hikâye tekrar tekrar yaşanacak, kendinizi depresif, kaygılı ve yorgun hissedecek, bir türlü geçmeyen bedensel ağrılarla hayatınızı geçirmek zorunda kalacaksınız.
 
Peki ne yapacağız? Bu sorunun cevabını temmuz ayı boyunca her hafta devam eden yazı dizimizde bulacaksınız. Bizi takipte kalın…
 
Görüşmek üzere…
 
Uzm. Psk. Manolya Özek Tatış

Diğer Blog Yazıları

İzmir Temel TA Eğitimi

Kişiliğin yapısında ne olduğunu açıklayan, kendimizi geliştirmeye ve değiştirmeye rehberlik eden Transaksiyonel Analiz Kuramı ışığında bir keşif yolculuğuna çıkmaya ne dersiniz? 😌   ℹ️Eğitim, Türkiye’de TA Kuramının ilk uygulayıcılarından ve Transaksiyonel Analiz Enstitüsü (TAE) kurucusu Uzm. Psk. Hülya Üstel Eleviş tarafından verilecektir.   📍Beyond Hotel, İzmir   📄Eğitimi başarıyla tamamlayan katılımcılara TAE onaylı katılım sertifikası […]

Afet Dönemlerinde Sosyal Medya Paylaşımlarının Etkileri

Maalesef ülke olarak çok kötü bir haftaya uyandık. Kahramanmaraş ve çevresindeki illerimiz önce 7,7 sonra 7,6 büyüklüğündeki iki büyük depremle sarsıldı. Öncelikle depremden direkt ya da dolaylı yoldan etkilenen tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Yaralılarımıza acil şifa, kaybettiklerimize rahmet ve yakınlarına baş sağlığı dileriz.   Hepimiz çok üzgünüz. Elimizden geleni yapmak ve bir şekilde […]

İç Seslerimizi Yönetmek

Yeni bir haftadan herkese merhaba. Geçtiğimiz haftalarda Ego (Benlik) Durumları kavramını detaylı bir şekilde ele almış ve bugün bir yetişkin olarak bu Ego Durumlarının, yani iç seslerimizin, aktif olduğunu anlatmış ve sizleri hangi iç sesinizin daha aktif olduğunu keşfetmeye davet etmiştik.   Bu hafta ise İç Seslerimizi fark ettikten sonra bu sesleri yöneterek yaşamımızı daha […]

İç Seslerimiz

Herkese merhaba. Geçtiğimiz hafta 5 farklı Ego Durumunun benliğimizin gelişimindeki etkisini ele almış ve hepsinin birer işlevi olduğunu bir örnek üzerinden açıklamıştık. Bu hafta Ego Durumlarına daha yakından bakacağız ve kendi stilimizde hangisini daha çok kullandığımızı yine bir örnek üzerinden keşfetmeye çalışacağız.   Diyelim ki yöneticiniz/müdürünüz bir gün sizi yanına çağırdı ve şirkette küçülmeye gittiklerini, […]

Neden ben Ben oldum?

Yeni bir haftadan herkese merhaba… Geçtiğimiz hafta benliğimizin oluşumunda Temas İletilerinin etkisinden bahsetmiştik. Bu hafta ise Ego (Benlik) Durumları kavramını sizlerle paylaşmak istedik.   Transaksiyonel Analiz Kuramı hepimizin içinde olan 3 farklı Ego Durumunu; Ebeveyn, Yetişkin ve Çocuk olarak tanımlar. Bu yaklaşıma göre her birimiz bugün birer yetişkin olsak da içimizde bir Çocuk Ego durumu […]

Ben kimim ve bunu nereden biliyorum?

Hiç kendinize “ben kimim ve bunu nereden biliyorum?” sorusunu sorduğunuz oldu mu? Hemen hemen herkes “ben kimim” sorusunu kendine sormuştur diye tahmin ediyoruz. Peki kim olduğunuzu nereden biliyorsunuz?   Bu haftaki yazımızda kimliğimizi ve kendimize dair sahip olduğumuz bilginin kaynağını Temas İletileri kavramı üzerinden açıklayacağız. Transaksiyonel Analiz Yaklaşımına göre insanın en temel ihtiyaçlarından biri temasta […]

21 Gün Kuralı

Yeni bir haftadan herkese merhaba, geçtiğimiz hafta yeni alışkanlıkları kazanmakta neden zorlandığımızdan ve bu konuda neler yapabileceğimizden bahsetmiştik. Kısaca özetleyecek olursak, yeni bir alışkanlık kazanmak için atabileceğimiz ilk adımın ihtiyacımızın ardında yatan gerçek motivasyon kaynağını belirlemek olduğunu, sonrasında ise bu ihtiyacımızı hayata geçirmek için küçük adımlar atabileceğimizi söylemiştik. Bununla birlikte, alışkanlıkları değiştirmenin, özellikle hayatımızda köklü […]

Yeni Alışkanlıklar

Yeni bir haftadan herkese merhaba… Geçtiğimiz yazının konusu kendimizle kurduğumuz iletişim biçimimizi değiştirmek ile ilgiliydi. Bu hafta ise aldığımız yeni kararları hayta geçirmekte neden zorlandığımızdan ve bu konuda neler yapabileceğimizden bahsedeceğiz.   İnsanlardan sık sık “alışkanlıklarımı değiştiremiyorum”, “hayatımda yeni kararlar almıştım ama hiçbirini uygulayamadım” gibi cümleler duyarız. Bu sorunlarla karşılaşmamızın ilk sebebi alışkanlıklarımızı değiştirmenin göründüğü […]

Kendimizle İletişim Biçimimizi Değiştirmek

Kasım ayının sonundan herkese merhaba… Yılın son ayına “Yeni Bir Yıl, Yeni Kararlar” konusuyla başlıyoruz. Hemen hemen hepimiz yeni bir yıla hazırlanırken koskoca bir yılın nasıl geçtiğini ve bütün bir yıl boyunca neler yaptığımızı değerlendiririz. Hayatımızda neler değişti, neler aynı kaldı veya değiştirmek isteyip de değiştiremediğimiz neler oldu diye bütün bir yılımızı gözden geçiririz. Bazen […]

Mobbing

Kasım ayının son haftasını işyerinde psikolojik şiddet konulu yazımızla sonlandırıyoruz. İş dünyasının “Mobbing” olarak nitelendirdiği bu kavram günümüzde çok sık karşılaştığımız ve sonucu istifaya, iş akdinin feshine veya tazminat davasına kadar varabilen bir durumdur. &nsbp; Mobbing, bir yöneticinin veya bir grup tarafından genellikle hedef alınan kişi veya kişilerin çalışmalarını engellemek, huzurunu kaçırmak, yıldırmak yoluyla gözden […]

Eşler Arası Psikolojik Şiddet

Büyük hayallerle ve umutlarla başlanılan evliliklerde ve ikili ilişkilerde zaman zaman inişler ve çıkışlar yaşanmaktadır. Farklı kültürlerde yaşayan iki insanın aynı hayatı ve evi paylaşırken fikir ayrılıklarına düşmesi ve tartışması oldukça normaldir. Önemli olan iki yetişkin gibi konuşup, karşılıklı birbirini dinleyip asgari müşterekte buluşabilmektir.   Günümüzde pek çok çift arasında psikolojik ve fiziksel şiddete rastlıyoruz. […]

Çocuklarla Şiddet (Terör) Hakkında Konuşmak

Dünyanın farklı bölgelerinde yaşanan terör olayları yetişkinleri olduğu gibi çocukları da etkileyebilir. Terör, şiddet ve eylem haberlerinin yoğunlukla alındığı günümüzde, yetişkinler çocukların kendilerini güvende hissetmeleri için onlara destek olmalıdırlar. Çocukların olaylardan etkilenme dereceleri kişisel şartlara bağlıdır.   Eğer terör ve şiddet çocuğun gündeminde yoksa, merak ettiği ve sorduğu şeyler yoksa, gündemine almasını sağlayacak bilgi ve […]

Akran Zorbalığı

Yeni bir haftadan herkese merhaba… Bu haftaki konumuz çok sık karşılaştığımız bir psikolojik şiddet türü olan akran zorbalığı/şiddeti. Peki sıklıkla duyduğumuz bu kavram olan akran zorbalığı nedir?   Akran zorbalığı, çocukların ve ergenlerin akranları tarafından saldırgan davranış ve tutumlara maruz kalmasıdır. Zorbalık davranışı; kasıtlı olarak bir başkasına zarar vermek, sindirmek istemek, kendi istediğini yaptırabilmek için güç, […]

Psikolojik Şiddet

Kasım ayından herkese merhaba… Bu ay boyunca günümüzün en büyük sorunlarından biri olan Psikolojik Şiddet kavramını ele alacağız.   Bir başkasını sindirmek, aşağılamak, duygusal olarak incitmek ve onun üzerinde tahakküm kurmak amacıyla yapılan her davranış psikolojik şiddettir. Fiziksel şiddete kıyasla psikolojik şiddet, çok uzun bir süre kendini gizleyebilir ve mağdur belki de yıllarca şiddete maruz […]

Ben Diliyle Geri Bildirim

Yeni bir haftadan herkese merhaba… Ekim ayı boyunca geri bildirimin özelliklerinden, çocuğumuza, iş arkadaşlarımıza ve eşimize nasıl geribildirim vereceğimizden bahsettik. Bu ayki konumuzu bitirmeden önce, geri bildirimde en önemli yöntemlerden biri olan Ben Dilinin kullanımından bahsedeceğiz. Yargılamadan, eleştirmeden ve yalnızca karşı tarafın davranışının bizde yarattığı etkiyi ifade etmek geri bildirim vermenin en doğru yoludur diyebiliriz. […]

Z Kuşağında bir Ergenle Başa Çıkma Tüyoları

Az önce yine kaygılı bir aile çıktı ofisimden. Üniversitede okuyan çocukları kendi seçtiği bölümü sevmemiş okulu bırakmak istiyormuş. Bütün gün evde bilgisayar oynuyormuş. Özellikle anne çocuğuna etki yaratamamaktan onun böylesine atalet halinde olmasından çaresiz ve evladının geleceği için endişeli hissediyor. Bu hikâye eminim tanıdık geldi sizlere de. Belki siz de ders konusunda sürekli çatışırken buluyorsunuz […]

Geri Bildirim ve İleri Bildirim

Eskiler bir hareketi veya davranışı onaylanmadıkları zaman uyarıda bulunurlardı. “Ali’yi uyardım”, “Elif’in davranışının yanlış olduğunu belirttim” veya “patron tarafından eleştiri yağmuruna tutuldum” gibi cümleleri duymuşsunuzdur. Pek çok psikoloji yaklaşımında da bu kavramla sıkça karşılaşırız. Transaksiyonel Analizde” Temas İletileri” kavramına göre; her sağlıklı birey temas iletisi alabilir, verebilir, isteyebilir, reddedebilir ve kendi kendine verebilir. Alfred Adler […]

Ergenlik Döneminde Cinsellik

Eylül ayının son haftasından herkese merhaba! Geçen haftaki yazımızda ergenlik döneminin genel özelliklerinden ve kimlik karmaşasından bahsetmiştik. Bu haftaki yazımız, ergenlik döneminde cinsel kimlik oluşumu ve cinsel yönelim üzerine olacak.   Ergenlik döneminde salınımı hızla artan testosteron ve östrojen hormonları, bu dönemde cinselliğin önem kazanmasını etkileyen başlıca faktördür. Bununla birlikte, ergenlik dönemindeki bireyler ebeveynlerinden uzaklaşarak […]

Ergenlik Dönemi

Geçtiğimiz haftalarda, yaşamın erken döneminden başlayarak ergenliğe kadar olan üç gelişimsel dönemin (bebeklik, ilk çocukluk ve okul çağı) özelliklerini, bu dönemde ortaya çıkan çatışmalarla birlikte ele aldık. Bu yazımızın konusu, ergenlik döneminin özellikleri ve bu dönemin en büyük çatışması olan kimlik karmaşası.   Ergenlik dönemi, yaklaşık 10-12 yaşlarında çocuğun ergenliğe girmesi (puberte) ile başlayan ve […]

Okul Çağı

Yeni bir haftadan herkese merhaba… Geçen haftaki yazımızda okul öncesi dönemdeki üç gelişimsel dönemi ele aldık ve bu gelişimsel dönemlerin sağlıklı bir şekilde tamamlanmasının çocuğu okul yaşamına nasıl hazırladığından bahsettik. Bu haftaki konumuz, okul çağı olarak bilinen (7-11 yaş) ve Erikson’un “başarıya karşı yetersizlik duygusu” olarak adlandırdığı gelişimsel dönemin özellikleri olacak.   Bu dönemin başlangıcında […]

Gelişimsel Dönemler: Okul Öncesi Dönem

Yeni bir aydan herkese merhaba. Eylül ayı geldi, okullar açıldı, biz de bu ay sizleri okul öncesi dönemden yetişkinlik dönemine kadar gelişimsel süreçler hakkında bilgilendirmek istedik… İlk yazımızda okul öncesi dönemin (0-6 yaş) farklı periyotlarının gelişimsel özelliklerinden bahsedeceğiz.   Gelişim psikolojisinde, yaşamın erken döneminden itibaren farklı yaş dönemlerinin biyolojik, bilişsel, psikolojik ve sosyal özellikleri belirlenmeye […]

İletişim