Temmuzun son haftasından merhaba. Umarım yaz sizin için huzurlu ve keyifli geçiyordur. Aşırı sıcaklar haricinde yazı sevmeyen duymadım çünkü çocuklar için de yetişkinler için de yaz demek tatil demek, hazırlanması gereken ödev, proje, sunum, sınav ve görev baskısından kurtulmak biraz olsun rahatlamak demek. O yüzden büyük ihtimal stresli bir dönem içinde olmayabilirsiniz ve genellikle böyle dönemlerde problemleri yok saymayı, hasır altı yapmayı tercih ederiz. Ama gelin bu yazımızda stres olmayı beklemeden problem çözme becerimizi geliştirmeyi konuşalım…
Stres olduğumuzda vücudumuz birtakım tepkiler verir; örneğin ellerimiz terler, kalp atışımız hızlanır, kısa kısa hızlı nefesler alıp vermeye başlarız. Bu tepkilerin sınav, sunum, proje sunumu gibi durumlarda gelişmesi normaldir, bir kişinin değer verdiği, önemsediği durumlarda bu tepkiler onun uyarılmasını artırarak motivasyonunu ve odaklanmasını güçlendirir.
Fakat bazen bu uyarılmışlık hali o kadar yükselir ki beyin bu tepkileri kontrol altına almaya çalışırken konuya odağını kaybeder dikkat dağınıklığı yaşar ve performansı düşer. İşte bu tip durumlar problem çözme becerimizin güçlenmesi gerektiğini gösterir bize.
Genellikle aşırı kaygılı kişilere baktığımızda ‘Ya yapamazsam’ ‘Ya başaramazsam’ gibi olumsuz düşüncelere sahip olduklarını görebiliriz. Bu kişiler performans odaklıdırlar, başarmayı çok önemserler, kendilerini performanslarıyla tanımlarlar. Başkalarının ne düşündüğüne çok önem verirler, onları hayal kırıklığına uğratmak istemezler.
Problem çözme becerisi, bir problemle karşılaştığımızda kontrolümüzü kaybetmeden sürecimizi yönetebilmek anlamına gelir. Problem çözme becerisi yüksek kimseler duygularını yönetebilirler, stres tepkilerini yaşar ama kendileriyle temaslarını koparmazlar.
Bu becerimizin gelişebilmesi için öncelikle sağlıklı bir akla ihtiyacımız var. Yüksek kaygılı kişilere baktığımızda kaygı merkezi dediğimiz amigdala bölgesinin sürekli aktif olduğunu görmekteyiz. Akılcı kimselerin ise beyinlerinin ön lobu olan frontal korteksleri aktiftir. Frontal korteks, odaklanma, problem çözme, stratejik düşünme becerileri için kullandığımız beyin bölgesidir. Bu bölgesi yeterince aktive olmayan kişiler problem çözmede zorlanır, krizleri yönetemez, kaygı ve odaklanma problemi yaşarlar.
Eğer siz de problemlerinizi çözmede zorlanıyor, başkalarının daha rahat başa çıktığı konularda aşırı kaygı yaşıyorsanız ilk adım olarak döngülerinizin farkında olun. Stres yaratan bir durumla karşılaştığınızda nasıl düşünüyor, hissediyor ve tepki veriyorsunuz fark edin. Eğer beyninizde sürekli ‘Başkaları ne der’ ‘Ya yapamazsam?’ ‘Rezil olacağım’ gibi düşünceler dönüp duruyorsa öncelikle odağı başkalarından kendinize getirin. Eğer problemi çözecek kişi sizseniz direksiyonda oturacak ve arabayı kullanacak olan kişi sizsiniz başkaları değil. Önce stres olduğunuz durumun dışına çıkarak işe başlayın. Birkaç derin nefes alın ve sakinleşin. Durumunuzu, şu anda nerede ne durumda olduğunuzu kontrol edin. Ardından bu problemi çözmek için kaynaklarınızı ve nelere ihtiyacınız olduğunu sorgulayın. Alternatif yollarınızı değerlendirin.
Son olarak da bu çalışmanın ardından ne hissettiğinize bakın. Eminim kaygınızda azalma oldu çünkü kontrolü elinize aldınız. Araba ayaklarınızın altından kayıp gitmiyor çünkü hızınızın farkındasınız. Gerekiyorsa artırabilir ya da yavaşlayabilirsiniz. Benzininiz yeterli değilse ilk benzin istasyonunda durup benzin alabilirsiniz.
Direksiyona oturmak sorumluluk demektir. Başarısızlıklarından, mutsuzluklarından başkalarını sorumlu tutmayı bırakıp harekete geçmeyi seçmektir. Her an her saniye yeniden tekrar tekrar yaşamın da duygularının da değişebileceğini kabul etmektir. Korkularından kaçmak yerine bunu bir gelişim fırsatı olarak görüp üzerine gitme cesareti göstermektir.
Bazen bu sorumluluğu tek başına göğüslemek zor gelir insana. Yılların getirdiği düşünce yapısını onlarca okuduğumuz kitap ve bilgi değiştiremez. Daha derinde bir yerlere dokunmaya ihtiyacımız vardır. Önce güvenle bağlanabileceğimiz bir psikoterapist desteği ile işe başlayabiliriz.
Ardından bedenimizle, duygularımızla temasımızı arttırabileceğimiz kaynaklarımızı çoğaltabiliriz.
Problem çözme becerisi yaptıkça gelişir. Tekrar tekrar denedikçe, sordukça, araştırdıkça zenginleşir ve meyvelerini vermeye başlar. Bir gün bir bakarsınız arabanız artık her türlü yolda seyahat etmeye hazırdır. Çünkü kendi gücünüzü elinize almış ve kaynaklarınızla tanışmış bir bireye dönüşmüşsünüzdür. Bu yüzden yolculuklar korkutmaz aksine keyif vermeye başlamıştır…
Uzm. Psk. Manolya Özek Tatış